En Çok Okunanlar
Özet
Amaç: Bu çalışmayla 2013-2016 yılları arasında laboratuvarımıza gelen klinik örneklerden izole edilen Salmonella izolatlarının serovar ve antimikrobiyal direnç dağılımlarının ortaya konulması amaçlanmıştır.
Yöntemler: Bu çalışmada, dışkı, kan, idrar, apse/yara yeri kültürlerinde üreyen Salmonella cinsi bakterilere ait idantifikasyon ve antibiyogram sonuçları geriye dönük olarak incelenmiştir. Suşların tür düzeyinde idantifikasyonuyla antibiyotik duyarlılık testlerinde konvansiyonel metodlar, Phoenix 100 (Becton Dickinson Co., Sparks, Maryland, ABD) otomatize sistemi ve Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi kullanılmıştır. Hastaların bazı demografik ve klinik özellikleri hasta dosyalarından geriye dönük olarak elde edilmiştir.
Bulgular: Çalışmamıza toplam 75 Salmonella serovarı dahil edilmiştir. Salmonella serovarlarının 27’si S. enteritidis, 25’i S. typhi, 10’u S. typhimurium, 6’sı S. paratyphi B ve 1’i S. choleraesuis; diğer 6’sı Salmonella spp. olarak tanımlanmıştır. S. enteritidis çocuk hastalardan, S. typhi ise yetişkinlerden istatistiksel olarak anlamlı olarak daha fazla izole edilmiştir. Salmonella serovarlarının %55.7’si ampisiline, %7.6’sı trimetoprim-sülfametoksazole, %7.6’sı siprofloksasine, %6.3’ü sefotaksime ve %1.3’ü kloramfenikole dirençli bulunmuştur. Kaba mortalite hızı %6.7 olarak hesaplanmıştır.
Sonuçlar: Çalışmamıza göre S. enteritidis ve S. typhi en yaygın serovarlardır. Tifo etkeni patojenlerin kontrolü için ülkemizde su ve gıdaların temizliği, kanalizasyonların uygun hale getirilmesi gibi koruyucu tedbirlerin alınmasına ihtiyaç vardır. Salmonella serovarlarındaki yüksek antibiyotik direnci, antibiyotik kullanımının gerekli olduğu durumlarda, ampirik tedavi seçeneklerinin etkileneceğine işaret etmektedir. Klimik Dergisi 2017; 30(1): 22-6.