En Çok Okunanlar
Özet
Amaç: Bu çalışmada dokuz yıllık periyodda kan merkezine başvuran kan bağışçılarının HBsAg, anti-HCV, anti-HIV ve RPR seroprevalansını geriye dönük olarak saptamayı amaçladık.
Yöntemler: Bu çalışmada Denizli Devlet Hastanesi Kan Merkezi’ndeki kan bağışçılarının 1999-2007 yılları arasındaki serolojik test sonuçları değerlendirildi. Bağışçılar 18 yaş üstü ve 65 yaş altındaydı. Yüksek riskli hastalar standard bir anketle elde edilen bilgilerle reddedildi. Veriler, SPSS 17.0 programında analiz edildi.
Bulgular: Test edilen bağışçı sayısı 50 521 idi. Tüm bağışçılar arasında HBsAg pozitifliği %0.97, anti-HCV pozitifliği %0.44, “rapid plasma reagin” (RPR) pozitifliği %0.14 olarak bulundu. Anti-HIV 1/2 pozitifliği saptanmadı. İstatistiksel analizde, HBsAg ve RPR pozitiflik oranlarının son yıllarda anlamlı olarak azaldığı görüldü (p<0.001). Anti-HCV pozitifliğinde ise anlamlı bir değişiklik yoktu (p>0.05). Bağışçılardan elde edilen kanların %63.1 (45 400)’i tam kan ve %36.8 (26 466)’i kan komponenti idi. Toplamda gönüllü bağış oranı hasta yakını bağış oranından daha düşüktü. Ancak hem gönüllü bağışların hem de kan komponenti kullanım oranlarının son yıllarda anlamlı olarak arttığı görüldü (p<0.001).
Sonuçlar: Transfüzyondan kaynaklanan riskleri azaltıp sıfıra indirecek herhangi bir tarama metodu yoktur. Bu nedenle gereksiz transfüzyondan kaçınmalı ve bağışçı seçiminde daha dikkatli olunmalıdır.