En Çok Okunanlar
Özet
Amaç: Tularemi hastalığı ülkemizde salgınlara sebep olmaktadır. Özellikle son yıllarda pek çok ilde hasta bildirimleri yapılmaktadır. Biz bu çalışmada, Sivas ilinde saptanan ilk tularemi hastalarını ve bu hastaların çeşitli özelliklerini bildirdik.
Yöntemler: Cumhuriyet Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nde Ocak 2009-Haziran 2010 tarihleri yatırılarak izlenen 29 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastaların serolojik tanısı mikroaglütinasyon (MA) testi ile konuldu. Demografik özellikler ile klinik ve laboratuvar bulgularına hasta dosyalarından ulaşıldı.
Bulgular: Hastaların 15’i erkek, 14’ü kadın; yaş ortalaması 41.8 idi. Şikayetlerin başlamasından tularemi tanısı alana kadar geçen süre ortalama 38 gündü. İki hastanın lenf gangliyonu aspiratında Francisella tularensis için polimeraz zincir reaksiyonu pozitif bulundu. Salgının su kaynaklı olduğu düşünüldü. En sık saptanan klinik form orofaringeal form idi (%75.9). Hastaların çoğunda (%93.1) servikal lenfadenopati (LAP) vardı. Çalışmaya katılan hastaların %72.4’ünde tularemi tanısı almadan önce farklı tanılarla antibiyotik kullanım öyküsü vardı. Tularemi tedavisinde en sık streptomisin + doksisiklin kombinasyonu kullanıldı (%44.8). Hastalarımızın hiçbirinde yara skarı dışında sekel gelişmedi ve kaybedilen hastamız olmadı.
Sonuçlar: Daha önce görülmediği bölgeler de dahil olmak üzere klinisyenlerin tularemi konusunda dikkatli olması gereklidir. Tonsillofarenjit ile birlikte olan ya da tonsillofarenjit olmaksızın, tek ya da çift taraflı LAP’ı olan hastaların ayırıcı tanısında tularemi mutlaka düşünülmelidir.