En Çok Okunanlar
Özet
Amaç: Aşı, hastalıklardan korunmak amacıyla bağışıklık sistemini uyaran çözeltidir. Bu çalışma, birinci basamakta çalışan aile hekimlerinin aşı hakkında bilgi, tutum ve davranışlarını araştırmak amacıyla yapılmıştır.
Yöntemler: Tanımlayıcı tipte olan bu çalışmada evren olarak belirlenen Elazığ il ve ilçelerinde çalışan aile hekimleri belirlendi. Aile hekimlerinin %88.7’sine ulaşıldı. Aile hekimlerine demografik bilgi sorularının yanında 12 bilgi, 13 tutum ve 5 davranış sorusu yer alan bir anket uygulandı. Veriler SPSS 22 programı ile değerlendirildi. İstatistiksel değerlendirmelerde; χ2, Mann-Whitney U, Kruskal Wallis ve Spearman korelasyon testleri kullanıldı. p<0.05 istatistiksel anlamlılık olarak kabul edildi.
Bulgular: Çalışmaya katılan 165 aile hekiminin %66.7’si erkek olup yaş ortalaması 40.67±8.85 idi. Ankette sorulan 13 bilgi sorusunun doğru cevaplanma oranı ortalama 7.59± 2.17 idi. Katılımcıların %15.8’inin uygulamaktan en fazla çekindikleri aşı olan grip aşısı, %52.6’sının kendilerine ve yakınlarına en çok uyguladıkları aşı olmuştur. Çocuğu olanların ve olmayanların doğru cevaplama sayısı arasında anlamlı fark bulunmamıştır (p>0.05). Tutum puanı, evlilerin bekarlara göre (p=0,006), çocuğu olanların olmayanlara göre yüksekti (p=0,012). 46-55 yaş grubunun davranış puanı, evlilerin bekarlara göre (p<0.001), çocuğu olanların olmayanlara göre (p<0.001), araştırma yapanların yapmayanlara göre yüksekti (p<0.001). Yaş ile tutum (p=0.02) ve davranış puanı (p=0.03) arasında pozitif yönlü ilişki bulundu. Kendine ve yakınlarına takvim dışı aşı uygulama durumu ile doğru cevaplama sayısı arasında anlamlı fark tespit edilemedi (p>0.05).
Sonuçlar: Aşı uygulamada primer sorumlu olan aile hekimlerinin aşı ile ilgili yanlış bilgilerinin olduğu, araştırma yapanların davranış puanının yüksek olduğu ve yaş ile tutum ve davranış puanının pozitif ilişkili olduğu tespit edilmiştir.
GİRİŞ
Günümüzde hastalıkların önlenmesinde en başarılı ve maliyet etkin girişimlerden biri halen aşılamadır (1). Aşılar ile dünyanın çoğu yerinde çocuk felci, kuduz, difteri, tetanoz, boğmaca, kızamık, kabakulak gibi pek çok infeksiyon hastalığı kontrol altına alınabilmiş ve çiçek hastalığı dünya genelinde eradike edilebilmiştir (2,3). 1977’de çiçek hastalığının eradikasyonundan sonra diğer bulaşıcı hastalıkların eradikasyonu için çalışmalar başlatılmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) poliomyelit ve kızamık eradikasyonunu yakın gelecek planına almıştır (4-6). Bulaşıcı hastalıklardan sonra kronik hastalıklar, alerjiler ve bağımlılıkla mücadele için de aşı çalışmaları sürmektedir (7,8).
Aşıya bağlı istenmeyen etkiler (aşı güvenliliği) ve aşının ilgili hastalıktan koruyucu etkisi, aşının bireylerde ve toplumda uygulanmasından önce belirlenir. Toplumda bir aşının aşı programına alınması o aşının ne ölçüde kullanılabilir olduğuyla ilgilidir ve aşının uygulanacağı toplumda ilgili hastalığın epidemiyolojik özellikleri dışında o toplumun sağlık altyapısının yeterliliği ve mevcut kaynakları da göz önünde bulundurularak belirlenir (9-11). Bağışıklama, infeksiyonlardan korunmada en etkili ve en güvenilir yöntemdir. Ancak etkinliği ve güvenilirliğinden şüphe duyma, tıbbi kontrendikasyon, dini-felsefi inanç, aşıdan rahatsız olma, infeksiyona kişisel duyarlılığı ve hastalığın yayılma potansiyelini küçümseme, hastalığın hafif ve yararlı olabileceğine, aşıdan hastalık kazanılacağına inanma gibi nedenlerle personel bu yöntemi uygulamakta zorlanmaktadır (12). Böylelikle aşı reddi çağımızın büyüyen sorunlarından olmuştur (13). Kamu güveni ve inançları aşılama oranlarını önemli ölçüde etkilemektedir (14). Yapılan bir çalışmada, sağlık çalışanlarının bilgi ve davranışlarının kendilerine aşı uygulatmalarını ve hastalarına aşı önerilerini etkilediği görülmüştür (15).
Ülkemizde bağışıklama, büyük oranda birinci basamak sağlık hizmeti veren aile sağlığı merkezlerinde yapılmaktadır. Aşılama konusunda ilk başvurulan kişiler aile hekimleridir. Bu çalışma, Elazığ ilinde çalışan birinci basamak hekimlerinin aşı hakkında bilgi, tutum ve davranışlarını araştırmak amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEMLER
Bu çalışmada evren olarak Elazığ il ve ilçelerinde çalışan aile hekimleri belirlendi. 186 aile hekiminden izin, rapor veya gönüllü olmama nedeniyle 165 kişiye ulaşıldı (%88.7). Tanımlayıcı tipte olan bu çalışmaya katılanlara, araştırmacılar tarafından literatür taranarak geliştirilen bir anket formu Mayıs 2018’de uygulandı. Ankette, demografik bilgi sorularının yanı sıra 12 bilgi, 13 tutum ve 5 davranış sorusu yer aldı (Tablo 1). Çapraz soru yoktur ve her soru 1 puan olarak puanlanmıştır. Katılımcılar ankete başlamadan önce, alınan bilgilerin bu çalışmanın bilimsel platformu dışında kullanılmayacağına dair bilgilendirilmiş, anket ve anket soruları hakkında gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Bağımlı değişkenler, doğru cevap sayısı, tutum ve davranış puanı olup; bağımsız değişkenler, yaş, cinsiyet, medeni durum, kronik hastalık varlığı, çocuk sahibi olma durumu, çocuk sayısı, aşı fayda-zarar konusunda araştırma yapma durumudur. Gönüllülük esasına dayanılarak yapılan bu çalışma için, 19 Nisan 2018 / 8-20 tarih ve sayılı Etik Kurul onayı ve gerekli yerlerden diğer izinler alınmıştır.
Araştırma sonucunda elde edilen veriler SPSS 22.0 programı ile değerlendirilmiştir. İstatistiksel değerlendirmelerde değişkenlerin özelliklerine göre χ2, Mann-Whitney U, Kruskal Wallis ve Spearman korelasyon testleri kullanılmıştır. Birden fazla değişkenin etkisini araştırmak amacıyla çoklu analizler yapılmış ve p<0.05 istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilmiştir.
BULGULAR
Çalışmaya katılan aile hekimlerinin %66.7’si erkek olup yaş ortalaması 40.67±8.85 (min.=25, maks.=63) olarak hesaplanmıştır. Katılımcıların %79.4’ü evli, %14.5’i bekar, %6’sı boşanmış, eşi vefat etmiş ve ayrı yaşayanlardan oluşup, %80’i çocuk sahibiydi. Katılanların %23.6’sı pratisyen hekim ve %76.4’ü aile hekimi sertifikasına sahip olarak aile hekimliği yapmaktaydı. Çalışmaya katılan aile hekimlerinin %70.9’u merkez, %22.4’ü ilçe, %5.5’i belde, %1.2’si köy yerleşiminde çalışmaktaydı. Katılımcıların %47.5’i aşının faydalı veya zararlı oluşu konusunda araştırma yapmıştı (Tablo 2).
Katılımcıların %77.6’sı aşılar hakkındaki en son bilgilerini Sağlık Bakanlığı aracılığıyla elde etmişlerdi (Tablo 3).
Katılımcılara medyada yer alan aşı tartışmalarının konusu kapsamındaki düşünceleri sorulduğunda, “Aşıların içinde zararlı madde varlığı” cevabı %95.2 oranıyla birinci sırada saptanmıştır (Tablo 4).
Araştırmaya katılan aile hekimlerinin %57.6’sı “Aşının içinde civa var mıdır?” sorusuna “Evet” demiştir. “Civa vardır” diyenlerin %71.6’sı aşının kullanım ömrünü uzatmak, %31.5’i etkinliğini arttırmak ve %5.2’si maliyeti düşürmek için aşı içeriğinde civanın yer aldığını belirtmişlerdir.
“Aşının içinde civa var” diyen hekimlerin %4.8’i aşının otizm yaptığını düşünmekteydi. Çocuğu olan hekimlerin hepsi çocuğuna çocukluk çağı aşı takvimini uygulamıştı. Çalışmaya katılanların %43.6’sı yakınlarına, %33.3’ü kendisine aşı takvimi dışında aşı yaptırmıştı. Kendilerine erişkin bağışıklaması kapsamında yapılan aşı uygulamalarında, %52.6 grip, %19.3 hepatit B, %22.8 tetanoz, %1.8 KKK, %1.8 meningokok ve %1.8 kuduz aşısı uygulandığı görülmüştür. Yakınlarına erişkin bağışıklaması kapsamında yapılan aşı uygulamalarında ise %34.7 grip, %27.8 rota, %16.7 hepatit B, %11.7 tetanoz, %5.6 pnömokok, %2.8 KKK ve %1.4 meningokok uygulandığı görülmüştür. Erişkin bağışıklaması kapsamında kendilerine ve yakınlarına en çok uygulanan aşının, grip aşısı olduğu görülmüş; kendisi/eşi gebelik yaşayanların %92.6’sı ise gebelik tetanoz aşısını yaptırmıştır.
Aile hekimlerinin %74.5’i aşı kampanyalarına katkıda bulunmuş ve %96.4’ü risk gruplarına grip ve pnömonokok aşısı önermiştir.
Aile hekimlerinin %73.3’ü hiçbir aşının uygulanmasını riskli bulmazken; %15.8’i grip aşısını riskli bulmaktaydı. Aşı olmadan bulaşıcı hastalıklardan korunulabileceğini düşünenler %18.8’di. Bunlardan %74.4’ü hijyen kurallarına uyularak, %9.7’si beslenmeyle, %9.7’si sosyoekonomik iyileştirmeyle ve %6.5’i karantina uygulanarak aşı olmadan da bulaşıcı hastalıklardan korunulabileceğini düşünüyordu.
Bilgi sorularının doğru cevap sayısı ortalaması 7.59± 2.17 (min.=1, maks.=12), tutum puanı ortalaması 10.74±1.54 (min.=5, maks.=13) ve 5 davranış sorusunun davranış puanı ortalaması 2.82±1.2 (min.=0, maks.=5) olarak tespit edildi. Doğru sayısında cinsiyet, aile hekimliği sertifikasına sahip olma, medeni durum, çocuk varlığı, kronik hastalık durumu anlamlı fark oluşturmamıştır (p>0.05) (Tablo 5). Yaş ile doğru sayısı arasında Spearman korelasyon analizi ile ilişki bulunamamıştır (p> 0.05) (Tablo 6).
Tutum puanı, evlilerin evli olmayanlara göre (p=0.005), çocuğu olanların olmayanlara göre yüksekti (p=0.012). Diğer gruplara göre, 46-55 yaş grubunun tutum puanı yüksek olup (p=0.025) yaş ile tutum puanı arasında Spearman korelasyon analizi ile pozitif yönlü ilişki bulunmuştur (p=0.02) (Tablo 6).
Davranış puanı, evlilerin evli olmayanlara göre (p<0.001), çocuğu olanların olmayanlara göre (p<0.001), araştırma yapanların yapmayanlara göre yüksekti (p<0.001). Kadın-erkek, kronik hastalık varlığı-yokluğu arasında davranış puanları açısından anlamlı fark yoktu (Tablo 5). Diğer gruplara göre 46-55 yaş grubunun davranış puanı yüksekti (p<0.001) ve yaş ile davranış puanı arasında Spearman korelasyon analizi ile pozitif yönlü ilişki bulundu (p=0.03) (Tablo 6). Ayrıca doğru sayısı ile tutum ve davranış puanı, tutum puanı ile davranış puanı ilişkili değildi (p>0.05).
Çalışmaya katılan aile hekimlerinin çocuk sahibi olma durumu ile aşı fayda zarar konusunda araştırma yapma durumları ilişkili bulunmadı (p>0.05). Kendine ve yakınlarına erişkin bağışıklaması kapsamında aşı uygulayanların ve uygulamayanların sorulara doğru cevap verme sayısı arasında anlamlı fark bulunmadı (p>0.05). HPV sorularında bilmiyorum cevabı diğer sorulara oranla daha fazla kullanılmıştı.
Çalışmaya katılan aile hekimlerinin %80’i kamu spotu, %72.7 ’si Sağlık Bakanlığı bilgilendirmesi, %50’si sağlık kuruluşlarında bilgilendirme ve %17.6’sı bireysel araştırma ile aşı hakkındaki tartışmaların çözülebileceğini düşünüyordu.
İRDELEME
Araştırmamızda aile hekimlerinin yaş aralığı 25-63 olup ortalaması 40.67± 8.85 idi. Sağlık çalışanlarında aşı bilgi, tutum ve davranış ile ilgili yapılan başka bir çalışmada örneklemin yaş aralığı 24-66 olup ortalama ise 39 idi (16). Her iki çalışmanın yaş ortalamalarının benzer olduğu ve hizmet veren aile hekimlerinin genç yaş grubunda olduğu görülmüştür. Ayrıca çalışmamızda uzman olarak çalışan aile hekimi saptanamamıştır. Genç yaş grubunun fazlalığı ve uzman olarak çalışan aile hekiminin bulunmayışı aşı hakkında yeterli bilgi düzeyine sahip olunamamasına ve aşı uygulamalarına yansıyabileceğini düşündürmüştür. Çalışmamıza katılan aile hekimlerinin aşı ile ilgili araştırma yapma oranlarının %47.5 olduğunu görülmüş ve bu oranın yetersiz olduğu düşünülmüştür. Araştırma yapanların davranış puanlarının daha yüksek olması bu oranın arttırılması gerektiğini göstermiştir.
Çalışmaya katılanlardan çocuğu olan aile hekimlerinin tamamı, çocuklarına Sağlık Bakanlığı’nın çocukluk çağı aşı takvimini uygulatmıştır. Ayrıca en fazla riskli buldukları grip aşısı, kendilerine ve yakınlarına en çok uyguladıkları erişkin çağı bağışıklaması kapsamındaki aşı olmuştur. Bizim çalışmamıza katılan hekimlerin %23.3’ü kendisine grip aşısı uygulatmışken, başka bir araştırmada hastane çalışanlarının %45.7’sinin her yıl düzenli olarak grip aşısı yaptırdıkları saptanmıştır (17). Aile hekimlerinin hastane çalışanlarına göre daha az oranda grip aşısı uygulatmaları, aile hekimliklerini hastane ortamına göre grip bulaşı açısından daha güvenli bulduklarını düşündürmüştür.
Araştırmamız sonucunda, çalışmaya katılan aile hekimlerinin aşılar hakkında bilgiye yönelik sorulan 13 soruya ortalama 7.59±2.17 doğru cevap verdiği bulunmuştur. Kendilerine ve yakınlarına erişkin çağı bağışıklaması kapsamındaki aşı uygulayan ve uygulamayanların, aşılar hakkında bilgiye yönelik sorulara verilen doğru cevap sayısı arasında anlamlı fark bulunamamıştır (p>0.05). Aile hekimlerinin grip aşısı uygulamalarıyla ilgili yapılan bir çalışmada, bu bulgumuzla paralel olarak bilgi düzeyinin etkisinin sınırlı olduğu tespit edilmiştir (17). Bilgi düzeyinin aşı uygulamalarındaki sınırlı etkisi, aile hekimlerinin bilgilerinin yeterli olmadığı aşı uygulamalarında, Sağlık Bakanlığı’nın önerileriyle hareket ettiğini düşündürmüştür.
Çalışmamız sonucunda yaş ile doğru cevap sayısı arasında ilişki bulunamamıştır (p>0.05). Sağlık çalışanları ile yapılan bir araştırmada da, araştırmamızın bulgularına paralel olarak yaş ile bilgi düzeyi arasında ilişki tespit edilememiştir (16). Hekimlerin artan yaş ile bilgilerinin azalmadığı ancak artmadığı da görülmüştür. Hekimlerin yaşları arttıkça, tecrübelerinin ve bilgi düzeylerinin de artacağı şeklindeki beklentimiz, bulgularımızla desteklenmemiştir. Yaş artışı ile hekimlerin yıpranması sonucu bilgi düzeylerini arttıramadıklarını düşündürmüştür.
Evli olanların, çocuğu olanların ve 46-55 yaş grubundan olanların tutum ve davranış puanları, aşı hakkında araştırma yapanların ise davranış puanı daha yüksektir. Yaş ile, tutum ve davranış puanları pozitif ilişkilidir. Yaş ilerleyip evlilik ve çocuk olma durumu aşı yaptırma gerekliliği ile karşı karşıya kalma durumunu ortaya çıkarmış ve dolayısıyla bu durum tutum ve davranış puanına yansımıştır.
Aşı uygulamalarının sorumlusu olan hekimlerin doğru sayısının ve bağışıklama konusundaki bilgi düzeylerinin yeterli seviyede olmayışı, halkın bilgilendirilmesi açısından endişe vericidir.
Yapılan bir çalışmada, sağlık çalışanlarının, toplumun aşı ile ilgili bilgi kaynağı olarak ilk sırada olduğu tespit edilmiştir (18). Ayrıca başka bir çalışmada bilgilendirilme, aşı kapsayıcılığını arttırmada temel müdahale basamağı olarak ifade edilmiştir (19). Bilgilendirme yapacak kişilerin, doğruyu bilmesinin daha temel bir basamak olduğu aşikardır. Çalışmamıza katılan aile hekimlerinin %72.7’si Sağlık Bakanlığı’nın bilgilendirmesi ve %80’i kamu spotlarıyla aşı konusundaki tartışmaların çözülebileceğini düşünmekteydiler. Aşı tartışmalarının çözümü kapsamında, Bakanlığın bilgilendirme konusunda sorumlu olduğu düşünülmekteydi. En son bilgi alma şekline bakıldığında ise en yüksek oranın %77.6 ile “Sağlık Bakanlığı aracılığıyla” olduğu görülmektedir. Sağlık hizmeti sunan hekimlerin aşılama ile ilgili olarak kendi hizmet kapsamlarındaki bir konu hakkında bireysel olarak araştırma yapmayı geri planda tuttuğu görülmektedir. Yani çalışmaya katılan aile hekimleri Sağlık Bakanlığı’nı hem kendilerini hem de halkı bilinçlendirme konusunda ön planda tutmaktadırlar. Çalışmamızda, aşı hakkında araştırma yapanların, araştırma yapmayanlara göre davranış puanlarının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgu aile hekimlerinin araştırma yapmalarının gerekli olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Sonuç olarak, bu çalışma Elazığ ilindeki, 186 aile hekiminin 165’inin katılımıyla gerçekleşmiş olup aşı uygulamada primer sorumlu olan aile hekimlerinin aşı ile ilgili bilgilerinin eksik olduğunu, araştırma yapanların davranış puanının yüksek olduğunu ve yaş ile tutum ve davranış puanının pozitif ilişkili olduğunu göstermiştir. Doğru cevap sayısı herhangi bir değişkenle ilişkili bulunamamıştır. Aile hekimlerinin %72.7’si Sağlık Bakanlığı’nın bilgilendirmesi ve %80’i kamu spotlarıyla aşı konusundaki tartışmaların çözülebileceğini düşünmektedir. Bilgi eksikliğinin uygulamalara ve topluma yansıyacağı göz önüne alınarak aşı uygulayıcıların bilgi ve araştırma eksikliğinin toplumu olumsuz yönde etkilememesi için, gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Bilinçlendirme çalışmaları, temel uygulayıcı olan birinci basamak çalışanlarından başlayarak yapılmalı ve toplumun bilgilendirilmesinde de rol almalarının gerekliliği vurgulanmalıdır.
Hasta Onamı
Gerekmiyor.
Etik Kurul Kararı
Çalışma için Fırat Üniversitesi Girişimsel Olmayan Araştırmalar Etik Kurul Başkanlığı’ndan 19 Nisan 2018 tarih ve 8-20 karar numarası ile onay alınmıştır.
Danışman Değerlendirmesi
Bağımsız dış danışman.
Yazar Katkıları
Fikir/Kavram – A.F.O., K.T.K., S.E.D.; Tasarım – A.F.O., K.T.K.; Denetleme – K.T.K., A.F.O.; Kaynak ve Fon Sağlama – K.T.K., A.F.O.; Malzemeler/Hastalar – A.F.O., S.E.D.; Veri Toplama ve/veya İşleme – K.T.K.; Analiz ve/veya Yorum – K.T.K., S.E.D.; Literatür Taraması – K.T.K.; Makale Yazımı – K.T.K., AFO.; Eleştirel İnceleme – A.F.O., K.T.K., S.E.D.
Çıkar Çatışması
Yazarlar herhangi bir çıkar çatışması bildirmemiştir.
Finansal Destek
Yazarlar finansal destek beyan etmemiştir.
Sunulduğu Kongre
25-28 Nisan 2019 tarihinde düzenlenen 18. Uluslararası Doğu Akdeniz Aile Hekimliği Kongresi (DAAHK)’nde sözlü bildiri olarak sunulmuştur.
Referanslar
- World Bank. 1993. [İnternet] World Development Report 1993 : Investing in health. New York: Oxford University Press. © World Bank; 1993. p.72-107 [erişim 30 Nisan 2021]. http://openknowledge.worldbank.org/handle/10986/5976
- Plotkin SL, Plotkin SA. A short history of vaccination. Saunders Elsevier. 2008;5:1-16.
- Fenner F, Henderson DA, Arita I, Jezek Z, Ladnyi ID. [İnternet] Smallpox and its eradication. World Health Organization. Geneva; 1988. p.1371-1409 [erişim 30 Nisan 2021]. https://apps.who.int/iris/handle/10665/39485
- Fenner F, Henderson DA, Arita I, Jezek Z, Ladnyi ID. [İnternet] Smallpox and its eradication. World Health Organization. Geneva; 1988. p.10-14 [erişim 30 Nisan 2021]. https://apps.who.int/iris/handle/10665/39485
- WHO/UNICEF. [İnternet] Global polio eradication initiative estimated external financial resource requirements 2004-2008 [erişim 30 Nisan 2021]. https://apps.who.int/
- Centers for Disease Control and Prevention. Progress toward global poliomyelitis eradication 2000. MMWR Weekly. 2001;50:320-2.
- Akşit S. Çocukluk çağında bağışıklama. SSK Tepecik Eğitim Hastanesi Dergisi. 2003;13:73-85.
- Akşit S. Aşılarla ilgili genel bilgiler. Klinik Çocuk Forumu. 2006;6:54-60.
- Chen RT, Orenstein WA. Epidemiological methods in immunization programs. Epidemiol Rev. 1996;18(2): 99-117. [CrossRef]
- Fine PE. Herd immunity: History, theory, practice. Epidemiol Rev.1993;15:265-302. [CrossRef]
- Centers for Disease Control and Prevention. [İnternet] International task force for disease eradication. MMWR Weekly. April 06, 1990 / 39(13);209-212,217 [erişim 30 Nisan 2021]. https://www.cdc.gov/Mmwr/preview/mmwrhtml/00001590.htm
- Galanakis E, Jansen A, Lopalco PL, Giesecke J. Ethics of mandatory vaccination for healthcare workers. Euro Surveill. 2013;18(45). [CrossRef]
- Widdus R, Larson H. Vaccine mandates, public trust, and vaccine confidence: Understanding perceptions is important. J Public Health Pol. 2018; 39,170–172. [CrossRef]
- Karafillakis E, Dinca I, Apfel F, et al. Vaccine hesitancy among healthcare workers in Europe: A qualitative study. Vaccine. 2016 Sep 22;34(41):5013-5020. [CrossRef]
- Karacaer Z, Öztürk İİ, Çiçek H, Şimşek S, Duran G, Görenek L. Sağlık çalışanlarının bağışıklanma ile ilgili bilgi düzeyleri, tutum ve davranışları. TAF Preventive Medicine Bulletin. 2015;14(5):353-363. [CrossRef]
- Akçay Ciblak M, Nohutçu N, Gürbüz İ, Badur S, Güldal D. Aile hekimliğinde grip ve grip aşısı: Bilmek uygulama için yeterli mi? Türk Aile Hek Derg. 2012;16(4):157-163.
- Topçu S, Almış H, Başkan S, Turgut M, Şimşek Orhon F, Ulukol B. Evaluation of Childhood Vaccine Refusal and Hesitancy Intentions in Turkey. The Indian Journal of Pediatrics. 2019;86(3):316-317.
- Teker AG. Content review of vaccines and vaccination related news in internet newspapers. ESTÜDAM Halk Sağlığı Dergisi. 2019;4(2):105-15. [CrossRef]